26 Ekim 2010 Salı

DİZİ KRİTİK: Haven

İşine son derece bağlı ve işini son derece iyi yapan FBI ajanı Audrey Parker kaçak bir mahkumun peşine düşmek için Haven isimli kasabaya gider. Aradığı mahkum ölü olarak bulunmuştur. Olayın detaylarını araştırmak için bir süre bu ufak kasabada kalmaya karar verir. Burada vakit geçirdikçe, sessiz sakin görünen bu küçük kasabanın bir takım gariplikleri olduğunu keşfeder. Annesi ve babasını hiç tanımamış, yetimhanede büyümüş olan genç kadın burada aynı zamanda geçmişiyle ilgili ipuçları bulabileceğini de düşünmektedir.

Dizi, Stephen King’in romanından uyarlanmış olmasıyla ilgimi çekti. Ancak birkaç bölüm izledikten sonraki fikrim bolca klişeyle dolu, olayların-gizemlerin kolayca çözüldüğü, son derece vasat bir dizi olduğuydu. Ancak Supernatural vakasında olduğu gibi zamanla kendini bulabileceğini düşünerek biraz daha izlemeye karar verdim. Böylece zaten toplamda 13 bölüm olan dizinin ilk sezonunun yarısını geçmiş bulundum. Evet, ilerledikçe olaylar biraz daha enteresanlaşıyor ama vasatlık aynen devam ediyor. Son birkaç bölüm daha bir hoşlaşıyor ve izleyenin suratına tokat gibi patlayan bir sezon finali yapıyor. Önümüzdeki sezonu (çekilirse) sırf bu final yüzünden izleyebilirim. Ancak dediğim gibi, sezonun neredeyse tamamı yerlerde sürünür nitelikte. Bu yüzden tavsiyede bulunup bulunmamak konusunda kararsızım.

http://www.imdb.com/title/tt1519931/

Hiç yorum yok: