2 Nisan 2011 Cumartesi

FİLM KRİTİK: The Warrior’s Way (2010)

Gelmiş geçmiş en büyük kılıç ustası olmak isteyen bir savaşçı, en büyük rakibini de ortadan kaldırarak bu amacına ulaşır. Ancak görevini layıkıyla tamamlamış olması için düşman klanın tüm üyelerinin ölmüş olması gerekmektedir. Fakat son hayatta kalan kişi küçük bir bebektir ve ne hikmetse bu hissiz görünüşlü savaşçı bu bebeğe kıyamaz. Ufaklığı da yanına alarak Amerika denen uzak ve yeni bir diyardaki, eksi bir dostunun yanına gider. Görevini tamamlayamadığı için kendi klanı peşindedir. Ayrıca arkadaşını bulma umuduyla gittiği Vahşi Batı kasabasına da bir grup kanunsuz dadanmış, kasabada sık sık terör estirmektedir.

Western türü ile Uzak Doğu dövüş filmleri ilk kez bir araya getirilmiyor olmasına rağmen yine de hoş bir fikir. Ancak film vaat ettiği kadar eğlenceli olmayı başaramıyor. Eldeki malzeme ile kesinlikle çok daha iyi, çok daha sürükleyici, çok daha başarılı bir film yapılabilirdi diye düşünüyorum. Yine de sıra dışı öyküsü ve yapısı itibarıyla bir kereye mahsus da olsa izlenmesinde fayda görüyorum.

http://www.imdb.com/title/tt1032751/

Hiç yorum yok: