Hapisten yeni çıkmış genç bir hattat olan Ahmet, bir arkadaşının çağrısı üzerine Tuz Gölü’ne gider. Arkadaşı, amcasını ameliyat ettirebilmek için elindeki dede yadigârı, 13. yüzyıldan kalma Kur’an’ı satmak istemektedir ve kendisinden bağlantılarını kullanarak bir alıcı bulmasını rica eder. İlk başta bu riskli işi reddetse de paraya olan ihtiyacından dolayı istemeyerek de olsa kabul eder.
Derviş Zaim hiç şüphesiz Türk sinemasının en orijinal fikirlere sahip, en yaratıcı yönetmenlerinden biri. Ancak nedense bütün filmlerini izlerken bir yapaylık, bir eksiklik hissine kapılmışımdır. İlgi çekici konuları ve yaratıcı fikirleri olsa da filmlerini hep “hoş” olarak nitelendirmiş, hiçbir yapımına tam olarak bir hayranlık duyamamışımdır. İşte Nokta’da da bu yapaylık, eksiklik hissinin doruğa çıktığı fikrine kapıldım. Görüntüler, çekimler, konu ne kadar başarılıysa; oyunculuk ve diyaloglar da bir o kadar başarısız. Böylesi usta bir yönetmenin oyunculardan bu şekilde verim alamaması veya başka oyuncularla çalışmamış olması gerçekten tuhaf.
- Spoiler içeren kısım -
Üstat daha önceki filmlerinde olduğu gibi (Filler ve Çimen – ebru sanatı, Cenneti Beklerken – minyatür sanatı) bu filminde de geleneksel Türk sanatlarından biri olan Hat sanatını filmin çıkış noktası yapıyor. Hüsn-ü Hat sanatında harflerin tek seferde, hatta tek nefeste çıkması icap eder. Yönetmen de buna gönderme yaparak filmini kesintisiz tek plan olarak çekmiş (ki bence biraz zorlama olmuş). Filmin ismi ise Hz. Ali'nin "İlim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı" sözünden gelmekte. Ayrıca Ahmet’in sevgilisinin adının Elif olması, filmin tamamının bembeyaz bir fona sahip Tuz Gölü’nde geçerek Ahmet’in göz rahatsızlığının izleyiciye hissettirilmesi gibi hoşluklar da mevcut.
Derviş Zaim’in evvelki çalışmalarını beğenenlere ve farklı yapımlar izlemek isteyenlere önerilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder