3 Ekim 2009 Cumartesi

FİLM KRİTİK: Drag Me to Hell (2009)

Bir banka şubesinin kredi bölümünde çalışan Christine, aldığı kredi vadesinin biraz daha uzatılıp oturduğu eve el konmaması için talepte bulunan yaşlı bir kadının bu isteğini reddeder. Çingene olan bu yaşlı kadın, aşağılanıp rezil edildiğini düşünerek genç kızı lanetler. Christine üç gün boyunca kabus gibi bir hayat geçirecek, sonrasında da ölecektir.

Sam Raimi’nin korku türüne dönüş yaptığını duyduğumda gerçekten çok umutlanmıştım ama boşunaymış. Üstat, Evil Dead 2 ve 3’te yaptığı gibi korku ve komedi karışımı bir film çıkarmış ortaya. Evvelden beridir korku-komedi kırması filmlere ısınamamışımdır. Benim nazarımda bir film ya korku filmdir ya komedi, ikisini harmanlanmaya çalışan filmlerse şebeklikten öte bir şey değildir. Maalesef Drag Me to Hell de bu tabiri hak eden bir film olmuş. İşin daha da vahim yanı, sözde komik olduğu düşünülen sahneler çıkarılsa dahi, film ortalama bir korku filminden öteye gidemeyecek bir hikayeye sahip. Sessizliğin hakim olduğu bir sahnede, normal sesin 20 katı yüksek bir efektle “bir şey”in sahneye girerek seyircinin yerinden hoplatılmaya çalışılmasına, hele ki bu bayatlamış tekniğin ‘üstat’ bildiğimiz bir yönetmence kullanılmasına diyecek söz bulamıyorum. Bir çingene tarafından lanetlenme konulu hikayelere ilginiz varsa size Stephen King’in The Thinner (ülkemizde Falcı ismiyle İnkılap Yayınevi tarafından yayınlandı) adlı romanını tavsiye ederim.

http://www.imdb.com/title/tt1127180/

Hiç yorum yok: