21 Haziran 2011 Salı

FİLM KRİTİK: The Eagle (2011)

Genç bir Roma Ordusu subayı olan Marcus Aquila, Britanya’da bir sınır karakolunun komutanı olarak görevlendirilir. Genç asker aynı zamanda yıllar önce Kuzey Britanya’da kaybolan 9. Lejyon’un komutanı olan yüzbaşının da oğludur. Kutsal Roma Kartalı’nın da lejyonla birlikte kaybolması yüzünden ailesinin adı lekelenmiştir. Marcus Aquila da özellikle tayinini istediği bu bölgede göstereceği başarılarla bu lekeyi silmeye niyetlidir.

Geçen yıl izlediğimiz 9. Lejyon’un hikâyesini anlatan Centurion’un bir nevi devamı niteliğinde. Roma dönemine ve özellikle Britanya’nın fethine özel bir ilgi duyduğum için izlediğim film oldukça vasattı. Özellikle başrol oyuncusu gayet yapay bir oyunculuk sergiliyordu. Savaş ve dövüş sahneleri fena değildi. Filmin tek güzel yanı müzikleri (Özellikle orijinalinin eski bir Kelt türküsü olduğunu tahmin ettiğim Edge of the World isimli şarkıyı muhakkak dinlemenizi tavsiye ederim) ve eşsiz doğa görüntüleriydi. Zaten Britanya kırsalını görüntülerken fazladan bir gayret harcamaya gerek yok. Ve tabii ki işgalci Roma medeni, işgale uğrayıp vatanını savunan insanlar barbar. Demek ki neymiş, binlerce yıl geçse de bir şey değişmiyor, tarih tekerrür ediyormuş.

Konuya ilgisi olmayanlar son derece sıkıcı bulacaktır muhtemelen. İzleyecekler ise beklentilerini en aşağı seviyede tutarak izledikleri takdirde keyif alabilirler.

http://www.imdb.com/title/tt1034389/

Hiç yorum yok: