30 Kasım 2009 Pazartesi

DİZİ KRİTİK: The Prisoner (2009)

Genç bir adam çölde kendine gelir. Nerede olduğunu, oraya neden ve nasıl geldiğini bilmemektedir. Yaşlı bir adamın silahlı kişilerce kovalandığını görür. Kollarında can veren yaşlı adamın söyledikleri o an için kendisine pek anlamlı gelmez. Çölde bir süre ilerledikten sonra bir kasabaya varır. ‘Village’ adı verilen bu yerleşimde isim yerine sayıları olan insanlar oldukça mutlu ve huzurlu görünmektedirler. Ancak burada kaldıkça ve özellikle de gitmek istediğinde durumun pek de göründüğü gibi olmadığını anlar.

Altı bölümlük bu mini dizinin ilk iki bölümünü diziyi merak ettiğim, üçüncü bölümünü konunun nasıl akacağını görmek istediğim, dördüncü bölümünü artık temponun artacağını umduğum, beşinci bölümünü mevzunun nereye bağlanacağını merak ettiğim için; son bölümünü ise “Bu kadar izledik, bari sonunu getirelim” diye sıkıla darlana izledim. Biraz Truman Show, biraz Dark City, biraz da Pleasantville tadı var. Ancak bu güzel referanslar, bunun iyi bir dizi olduğunu düşünmenize sebep olmasın. Son derece sıkıcı ve durağan temposuyla içinizi daraltan bir yapım. Uzak durmanız kendi iyiliğin için.

http://www.imdb.com/title/tt1043714/

Hiç yorum yok: