15 Ağustos 2009 Cumartesi

FİLM KRİTİK: Blood: The Last Vampire (2009)

Saya, iblisleri avlayan bir avcıdır. Baş iblis Onigen’in Japonya’daki Amerikan Üssü’ne ait lisede ortaya çıkabileceği istihbaratı üzerine, bir lise öğrencisi kimliğiyle okula kayıt olur. Saya okuldaki iblisleri ortadan kaldırırken, üs komutanının kızı da bazı şeylerden şüphelenmeye başlar.

Maalesef çok da başarılı bir uyarlama olduğunu söyleyemeyeceğim. Hikaye biraz aksayarak ilerliyor. Kullanılan özel efektler çoğu yerde amatörce. Ancak filmin bu gibi eksi yönleri göz ardı edilebilirse izlenebilir.

http://www.imdb.com/title/tt0806027/

2 Ağustos 2009 Pazar

FİLM KRİTİK: K-20: Kaijin niju menso den (K-20: Legend of the Mask) (2008)

II. Dünya Savaşı’nın hiç yaşanmadığı, alternatif bir 1949 Japonyasındayız. Halk tabakalara bölünmüş durumda. Meslek değiştirmek yasak. Başka bir sınıftan bir insanla evlenmek yasak. Böyle bir ortamda K-20 veya 20 Suratlı Canavar olarak adlandırılan bir hırsız türer. Önemli sanat eserlerini ve çok değerli mücevherleri çalmaktadır. Üstelik neyi çalacağını önceden polis teşkilatına haber vererek. Son olarak da Tesla’nın geliştirdiği kablosuz elektrik aktarım cihazının prototipini çalar.

Orijinal bir fikir, gayet hoş ve keyifli bir film. Sosyal mesaj verme çabasına girişme daha da keyifli bir film olabilirmiş.

http://www.imdb.com/title/tt1156395/

1 Ağustos 2009 Cumartesi

FİLM KRİTİK: Sauna (2008)

Sene 1595. Rusya ile Finlandiya arasında 25 yıldır süren savaş sona ermiştir. İki ülke arasındaki anlaşma uyarınca sınırı belirlemek için her iki ulusun da temsil edildiği askeri bir heyet kırsal bölgeye gider. Yeni çizilen sınır boyunca ilerlerlerken bataklık bir bölgenin ortasına kurulmuş, ellerindeki haritalarda olmayan bir köye rastlarlar. Köyde gizemli bir sauna vardır ve köy halkı bir şeyler gizlemektedir.

Film fon olarak orijinal bir dönemi kullanıyor ve güzel bir atmosfer oluşturuyor. Ancak ne yazık ki vaat ettiği kadar ürkütücü olmayı başaramıyor. Yine de farklı bir film izlemek isteyenler bir göz atabilir.

http://www.imdb.com/title/tt1124394/

FİLM KRİTİK: Franklyn (2008)

Film bize paralel olarak eski bir asker olan oğlunu arayan bir babanın, evlenmelerine kısa bir süre kala nişanlısı tarafından terk edilen bir gencin, sıklıkla intihara teşebbüs eden sorunlu bir genç kızın ve fantastik bir şehirde yaşayan, küçük bir kızın ölümünden sorumlu tarikat liderinin peşinde olan maskeli karakter Franklyn’in hikayesini anlatıyor.

Filmle ilgili övgü dolu yorumları okuduktan sonra -özellikle de Philip K. Dick ile Terry Gilliam’ın işbirliğine benzetildiğiyle ilgili yorumu- filmle ilgili beklentilerim oldukça yükseldi. Ancak beklentilerimin hiçbirini karşılayamadı. Öncelikle filmin tamamının fantastik atmosferde geçmesini bekliyordum. Dram seviyesinin bu ölçüde olmasını beklemiyordum. Bu ve benzeri nedenlerden ötürü çok da hoşlanmadan, hatta yer yer darlanarak izledim. Hatta film bittiğinde "Acaba filmin tamamı Meanwhile şehrinde geçseydi nasıl olurdu" diye düşünmeden edemedim. Eğer izlemeye niyetiniz varsa fantastik bir film beklemeden izleyin.

http://www.imdb.com/title/tt0893402/